:: HABER DETAY

GEN
Şahin Tercüme Reklam

GEN


merhaba sinemaseverler,

bu hafta sizlere başrolünü Doğa Rutkayın oynadığı korku türevindeki film GENden bahsedeceğim filmin, korkutucu derece muhafazakar bir duruşu var. bir hikayecinin ahlaki tavrını gözlemlemenin en iyi yolu, hikayesinde karakterlerinin başına neler geldiğini izlemektir (zaten böyle olmasa marquis de sade ın romanlarını yorumlayamazdık.) bu filmde de doktor denizin başına neler geldiğine bir bakın. bir tecavüz sonucunda dünyaya gelmiş; bunun sonucunda tabii ki psikopat oluyor; tecavüze uğruyor ve tecrit ediliyor... işte gen burada: tecavüz sonucu doğan birinin karekteri, hayatı, kaderi, herşeyi yazılmıştır. bir hastalıklı durumun ürünüdür, hasta olarak kalacaktır. en iyisi toplum dışına itilmesi, mümkünse yok edilmesidir. hikaye yazarı da gerekeni yapıyor, tecavüz kurbanını, akıl hastanesinde bir sapık hastanın odasına kilitliyor. sonunda o da hamile kalıyor ve hikayemiz sonsuza kadar uzanan bir zincirin halkalarını birbirine ekliyor. genlerle oynamanın alemi yok ya!

peki senaryo yazarı gerçekten bu derece muhafazakar mı? hakikaten bunları hissederek mi yazmış? açıkçası 20li yaşlarında, iyi eğitim almış insanların bu derece tehlikeli bir muhafazakarlığa sahip olabileceklerini zannetmiyorum. sorun bence şuradan kaynaklanıyor: müziğiyle, hikayesiyle, metniyle, filmin referens noktaları çok zayıf. 10 tane korku filmi izleyip 11inciyi çekmeye karar vermiş yaratıcı ve zeki bir gencin bir denemesi gibi duruyor. karekterler amerikalı, müzik avrupalı; fakat polis argo konuşuyor; 10 dk. sonra ise o birden kibarlaşıp erkeklik organı diyor.

demek istediğim, hikaye yazarı, zekice bir fikir bulmuş, onu geliştirerek bir film yapmak istemiş. fakat ne yazık ki senaryo dediğimiz şey bir deha kıvılcımıyla yazılmıyor. bir hikaye anlatabilmek için önce bir duruşunuz olması gerekiyor. bu da biraz okumakla, yaşamakla, gözlemlemekle, kısacası birikimle oluyor. keşke böyle genç ve yetenekli bir yönetmen hazır, iyi yazılmış bir hikayeyi filme alsaydı, geni de bir fakültenin bitirme tezi olarak kullansaydı.

filmi agharta ile yaklasik 30. dakikada takriben soyledir diyerek cozduk. ya da en azindan olsa olsa boyle olur en dumur edici senaryo, ondan boyle olur diyerek bi sekilde sonu tahmin ettik. ki bir acidan mantikli dusununce tahmin edilebilir bir son ortaya cikiyor. oncelikle film so tell the girls that i am back in town ile basliyor. tamam cok basarili bir soundtrack var, iyi sarkilar secilmis ama girise o sarki uymamis. yani tamam guzel sarki ama oyle bir sahne...kadın takside, hastaneye gidiyo ise baslayacagi, arkada bu sarki caliyo. bu kadın casanova mi, hastanedekilere yikilin ben geliyorum tadinda mesaj veriyo ? lakin bunun disinda super sarkilar secilmistir. resident evil tadinda bir soundtrack olmus. dinlemek lazim tekrar.

lakin illa ki ustune basacagim gibi; film cok buyuk mantik hatalari ile doludur. oyle boyle degildir. filmin sonunda aciklanamayan olay pek kalmiyor; hersey yerli yerine oturuyor fakat oyle bir mantik hatasi var ki, bu kadar ozenli calismaya bu olmamis dedirtiyor. hemen anlatalim. simdi katil insani; ilk cinayetinde kisiyi öldürürken bicagi sag eli ile kullaniyor. fakat akabinde, kuvette islenen ikinci cinayette kurbanin bogazini sagdan sola, yani sol el ile kesiyor. hemen bu olaydan sonra arastirmaci polisimiz seri katil teshisi koyuyor. bu direk yanlistir. cunku bir cinayet sag, digeri sol el ile islenmis ise, bu cinayetleri ayni kisinin isledigii kesin olarak nitelendirmek mumkun degildir. bunun disinda tekrar ikinci kurbana donulurse; katil cinayeti islerken sol eline zoom yapilir ve bariz bir sekilde erkek eli oldugu ve sol elinde yuzuk oldugu gorulur. ha simdi ben erkek eli diyorum, fakat bilmiyorum doga rutkayda oyle el varsa bir sey diyemem. sadece eyvallah derim burdan, pek delikanliymis kendisi diyebilirim.

son olarak bu gen meselesini çok daha eleştirel bir bakışla ele alan bir çalışma için mystic river filmini izlemenizi hararetle tavsiye ederim.

HAFTAYA GÖRÜŞMEK DİLEĞİYLE

:: Sinema

‘Once Upon A Time In Hollywood’ 23 Ağustos’ta Vizyonda!

Yönetmenlik koltuğunda Quentin Tarantino’nun oturduğu Bir Zamanlar Hollywoo...

Kaynak: Yusuf Doğangüneş - AtakentHaber

Captain Marvel’in Film Müziklerini Yapan Türk!

8 Mart’ta dünya ile aynı anda Türkiye’de de vizyona girecek olan Marvel Sin...

Kaynak: AtakentHaber

Oscar Ödülleri Sahiplerini Buldu

Bu yıl 91’incisi düzenlenen Akademi Ödülleri dağıtıldı. Los Angeles’taki Do...

Kaynak: AtakentHaber

Yeşil Rehber

30 Kasım Cuma günü vizyona girecek olan Yeşil Rehber’de, Mahershala Ali say...

Kaynak: AtakentHaber

SiparisYolda.com Reklam