:: HABER DETAY

4 Ayrı Film 4 Ayrı Tat
Atakent Haber Reklam

4 Ayrı Film 4 Ayrı Tat


Merhaba sevgili sinemaseverler;
Bu hafta sizlere 4 ayrı filmi ele aldık ilk filmimiz Dram türünde 2006 yapımı senaryosunu STEVE CONRAD ın yazıp PHEDON PAPMİCHAEL in yönettiği başrolünü Will Smith,Jade Smithin paylaştığı the pursuit of happyness (umudunu kaybetme)küçücük şeyleri değerli kılan bir fakirlikten sonra yavaş yavaş yükselmek hayatı bir kaç kat daha değerli yapabilir sanırım ama diğer yandan gaz bir yanı da yok değildi filmin. biliyoruz ki bu bir yırtma hikayesi. herkesin özdeşleşmek isteyeceği, zeki, fedakar, merhametli bir babanın, sürükleyici hikayesi bu. oysa biz milyon tane benzer hikayenin içinde, kendimize böyle bir hikaye yazmak için didinen onlardanız. bu rüzgarın bir noktadan sonra tersine estiğe bir hikaye. bence hayat chris gardner için zaten yeterince cömert davranmış. sadece biraz gecikme vardı ve gereksindiği küçük şansı eninde sonunda kazandı ama herkes için böyle değil.

yani bu film acılarımı bin beşyüze katladı.chrisin kurtuluşu, azmi neyi değiştirir ki... insanlar adaletli olmak zorunda. çoktan yitirilmiş bu duyguyu chris gardner bize tekrar veremez. bireysel kurtuluşlarımız ancak merhamete neden olabilir. zengin chris gelecekte hem sermayesini koruyup, hem kaç kişiyi kurtarabilir ve de dahası neden böyle ağır bir zorunluluğu olsun ki gelecekte.

bu bireysel bir kurtuluş hikayesiydi bütün bunlar yüzünden. duygulandım evet ama bu adaletsiz dünyanın görünmeyecek kadar küçücük bir parçasıydı ve tam bir amerikan rüyası ürünüydü. gözyaşlarımızın ipliğini pazara çıkaran ama sığınma evinin önündeki uzun kuyruktan tutun da, üçüncü dünya ülkelerinin açlıktan kıvranan, orta doğunun kimsesiz, yapayalnız kalmış çocuklarına , kendi ülkemde, geleceği belirsiz kardeşlerime kadar kimseyi değil, bana kendi çaresizliğimizden başka hiçbir şeyi anlatmıyordu.Sonuç olarak siz sinema severlere hoş dakikalar yaşatacağından eminim...

peter webber tarafindan yönetilen gaspard ulliel, rhys ifans, li gongun bas rollerini paylastigi hannibal lecterin savas etkisinde kalmis lithuania bir gencten nasil insan eti icin acligi olan bir seri katile dönüstügünü anlatan film Hannibal Rising(Hannibal Doğuyor)izledik, beğendik, aralarda sıkıldık...evet biraz çelişkili bi iki saatti.. sonuçta filmi merak edenler sıkılmadan izleyebilir. serinin baslangicini anlatarak bize intikam denen duygunun insana herseyi yaptirabilecegini bir kez daha göstermiş bu film...ama bazı yerlerde avla-öldür şeklinde bir yapıya bürünmesi azıcık sıkabiliyor... ahh hannibal lecter.. böyle bir karakterin gençliğini oynamak zor iştir hele karakteri anthony hopkinsgibi bir usta canlandırmışsa, bu imajı devam ettirmek, filmde eğretidurmamak lazımdır. gaspard ulliel bence iyi bir seçim olmuştur fakat bakışlarında bir derinlik hissettiremiyor henüz.. zaten filmin yapım ekibi de uzunca bir zamandır doğru oyuncuyu bulmaya çalışıyormuş. hem genç ve sakin , hem çekici ve cazibeli, hem de birisini öldürebilecek ve hatta yiyebilecek gibi karışık bir ifadeyi yüzünde taşıyabilen birisi... gaspard, hannibal lecterolmak için doğmuş diyorlar ama yine de tam olmamış gibi... demek ki bulunamiyor anthony hopkins gibi karizmatik bir oyuncu...ama gaspardda bence başarılıydı...bilgili,çekici, korkutucu,sakin ve hatta aristokrat havanın olhunlaşma dönemine şahit oluyoruz. bu arada çok fazla acı çekmiş çocukluk, ergenlik derken savaş ortamıyla birlikte daha el kadarken görmediği vahşilik kalmamış.
Ve Mel Gibson ın yönetmenliğini yaptğı film apocalypto öncelikle iyi taraflarından bahsetmek gerekirse ortada diğer bütün gibson filmleri gibi oldukça sinematografik, yağ gibi akan, esaslı bi sinema diline sahip bi film olduğunu söylemeliyim. gibson -belki biraz çabuk yaşlanma belirtileri gösterse de- işini seven ve seyirciye de seveceği işler sunmayı kendisine düstur edinmiş iyi bi yönetmen, bu konuda hakkını yemeyelim. fakat entelektüel olarak o kadar iyi bi konumda yer almıyor olması onu hiçbir zaman büyük yönetmenler arasına sokmayacak. çok iyi bi hollywood yönetmeni olarak kalacak ama artık adı yeterince bi marka oluşturmaya başladı bile.apocalypto gibson’ın film çekme becerisini gösteren gayet iyi bi seyirlik. evet çok formüle edilmiş bi senaryo yine bize sunulan bu doğru, fakat bu senaryonun görselleştirilmesi yine birinci sınıf bir yapım olmuş..walt disneyin yeni animasyon filmi meet the robinsons (robinson ailesi)son yillarin en iyi animasyonu diyebiliriz. hikayesi cok guzel ama espriler cok cok iyi degil; muhtemelen hedef kitle ya$ ortalamasinin biraz du$uk tutulmasindan kaynaklaniyor.(zaten filmden once klasik bir walt disney cizgi filmi gosteriliyor;miki,danild,pluto babinda)animasyon kalitesine ise diyecek yok, dort dortluk. hic duşunulmeden sinemada izlenebilir. Önerdiğimiz 4 ayrı film dışında bu haftanın diğer ilk 5 filmini sıralayalım:
1-)Ghost Rider-Hayalet Sürücü
2-)300 Spartas-300 Spartalı
3-)Perfume:The Story Of Murder-Koku:Bir Katilin Hikayesi
4-)Zincirbozan
5-)Polis

HAFTAYA GÖRÜŞMEK DİLEĞİYLE...

:: Sinema

‘Once Upon A Time In Hollywood’ 23 Ağustos’ta Vizyonda!

Yönetmenlik koltuğunda Quentin Tarantino’nun oturduğu Bir Zamanlar Hollywoo...

Kaynak: Yusuf Doğangüneş - AtakentHaber

Captain Marvel’in Film Müziklerini Yapan Türk!

8 Mart’ta dünya ile aynı anda Türkiye’de de vizyona girecek olan Marvel Sin...

Kaynak: AtakentHaber

Oscar Ödülleri Sahiplerini Buldu

Bu yıl 91’incisi düzenlenen Akademi Ödülleri dağıtıldı. Los Angeles’taki Do...

Kaynak: AtakentHaber

Yeşil Rehber

30 Kasım Cuma günü vizyona girecek olan Yeşil Rehber’de, Mahershala Ali say...

Kaynak: AtakentHaber

Sanal Saha Reklam