:: HABER DETAY

Vizyondakiler::Sinema
Atakent Haber Reklam

Vizyondakiler::Sinema


merhaba sevgili sinema severler,

bu hafta vizyonda olan filmler hakkında yorumlarda bulunacağım.

bunlardan ilkinde başrollerini metin akpınar, ahmet uğurlunun paylaştığı DÖNGEL KARHANESİ. burada çok açık bir şekilde söylemeliyim ki film çok kötü. rahatlıkla bunu soyleyebilirim çünkü gerçekten kötü. şu da güzel olmuş diyebileceğim, elle tutulabilir hiçbir şey yoktu filmde. filmin basındaki durağanlik ve hiçbir şey olmuyor havasi daha en baştan allahım bu iki saat nasıl geçecek? dedirtti. hikayede akıcılık yoktu ve ne yazık ki yapılmaya calışılan espriler hiç komik değildi. siyasi ve toplumsal bazı konulara ucundan değinilmeye çalısılsa da gerçekçilikten ve ilginçlikten çok uzaktı ve herhangi bir mesaj vermeden, öylesine film içine serpilmiş havası yaratıyorlardı. hele hele genelev hayatının ve orada çalışan insanların durumlarının bu kadar basite indirgenmesi, bir yandan bu insanlar da çeşitli nedenlerden dolayı bu işi yapıyorlar. aslında büyük bir dramın kurbanları deyip de, öteki yandan işi komediye indirgemeleri oldukça büyük bir çelişki.

şimdide festivalde yarışma dışı kategoride gösterilmiş, tek gösterimi olmuş yönetmeni ulaş inanç a göre ilk türk doğma filmi TÜREV. doğma film dendiğinde trierin manifestosu dikkate alınacak olursa elbette kullanilan müzikler, 35 mm. formatı ve jenerikte geçen isimler gibi pek çok kurala uymayacak, ancak power metal, black metal, trash metal gibi ayrımları anlamsız bulup da her şeye ille de bir isim koyup katı kurallara bağlamak istemeyenler için türkiyede doğma film denilen tarza bu kadar yakın çekilen ilk film olduğu kolaylikla kabul edilecek hatta saygi duyulacak film. her cümleyi abi ya ile bitiren karakterlerden daha gerçek bir doğalliğa ve hareketli kameraya olduğu kadar, çok küçük bir kesime hitap etseler, büyük şehirlerde bile azınlık olsalar da, ekonomik açıdan rahat ve ikili ilişkilerinde serbest yaşayan, van gogh un bir resmini bilmektense doğum tarihini bilen, barlarda da hava atabilen, tırnak içinde kültürlü insanların hikâyelerinin anlatılmasina da ihtiyaç var türk sinemasinda bence. sonuçta konunun ve hikâyenin akisindaki basitlik ve tahmin edilebilirliğin ötesinde pek çok eksik bulmanın hiç zor olmadığı ancak yukarıda sayılanlardan dolayı takdir edilesi, beğenilesi ve tekrar ediyorum; saygı duyulası film.

şimdide size ÇAĞAN IRMAKın sinema filmi BABAM VE OĞLUM hakkında söylemeliyimki son zamanlarda izlediğim en anlamlı ,başarılı, bir o kadar da samimi olan türk filmidir. film çok ama çok güzel; politik tarafını, yurdumun bitmez tükenmez darbe öncesi darbe sonrası dağılan yaşamlarını falan da bir yana bırakın (pek hafife alınmayacak bir konu olduğunu bilsem de sadece filmdeki insani ilişkileri öne çıkarmak açısından söylüyorum) film boyunca izlediğiniz her insanın tadını çıkarıp, o insanı içinizde buluyorsunuz. sıra sıra oyuncu kritiği yapmak belki de en çok bu filmde saçma, çünkü kimse kimsenin önüne geçemiyor, kimse kimseye üstünlük sağlayamıyor. benim oyunculuk konusunda tek garip bulduğum nokta; özge özberk in oynadığı role göre fazlasıyla genç olması ve de pek bir şehirli görünümüydü. kendisine asla bir garezim olmamakla beraber, ayrıca pek de beğenmeme rağmen, pek bu röle oturtamadım. aynı film içinde çok daha başka bir kişilik oluşturulabilirdi kendisine. yoksa kötü oynayıp da karakteri başarısız bir şekilde canlandırdığından değil. oynadığı karakteri ise goncagül sunar mesela, -bahsettiğim noktayi değerlendirirsek- iyi bir şekilde kotarabilirdi.denilebilecek daha da fazla bir şeyim yok. bir şeyi, herhangi bir şeyi sevmenin fazla bir kuralı yok, ve ben bu filmi çok sevdim. hayatımdaki her insanın izlemesini ve izledikten sonra da aynı tadı almalarını isterim. maksat çamur atmaksa ama, amaan bu çağan ırmak da hep aynı konu üzerinden gidip, duygu sömürüsü yapıyor canım diyebilirim....ama maksat çamur atmaksa...benim hiç öyle bir niyetim yok.

eğer bu hafta sonu sinemaya gidip keyifli vakit geçiricem diyen varsa size benden bi kaç tavsiye:

korku filmi olarak testere 2 ve dehşet sokağı komedi-duygusal türünde 40 yıllık bekar,öfkeli aşıklar vede babam ve oğlumu öneririz...

haftaya görüşmek dileğiyle, hoşçakalın.

:: Sinema

‘Once Upon A Time In Hollywood’ 23 Ağustos’ta Vizyonda!

Yönetmenlik koltuğunda Quentin Tarantino’nun oturduğu Bir Zamanlar Hollywoo...

Kaynak: Yusuf Doğangüneş - AtakentHaber

Captain Marvel’in Film Müziklerini Yapan Türk!

8 Mart’ta dünya ile aynı anda Türkiye’de de vizyona girecek olan Marvel Sin...

Kaynak: AtakentHaber

Oscar Ödülleri Sahiplerini Buldu

Bu yıl 91’incisi düzenlenen Akademi Ödülleri dağıtıldı. Los Angeles’taki Do...

Kaynak: AtakentHaber

Yeşil Rehber

30 Kasım Cuma günü vizyona girecek olan Yeşil Rehber’de, Mahershala Ali say...

Kaynak: AtakentHaber

Sanal Saha Reklam