:: HABER DETAY

YEŞİLÇAMIN SON KORKU FİLMİ: DABBE
Şahin Tercüme Reklam

YEŞİLÇAMIN SON KORKU FİLMİ: DABBE


Merhaba sevgili sinema severler,

Size bu hafta beni hayal kırıklığına uğratan bir film olan DABBE den bahsedeceğim. ilk gün tüm ön yargılarımı çekmeceme kilitleyip sinemaya gitmeme rağmen büyük hayal kırıklığı yaşatabilmiş bir film yapmış hasan karacadağ beyefendi.filmin başında ses olayı ile ne kadar ilgilendikleri kendini belli ediyor fakat beş-on dakika boyunca bö efekti insanın üzerinde bırakmayı planladıkları etkiyi bırakamıyor.uğraştığınız bir şeyi bu kadar abartılı kullanmak çok yersiz ve etkisini kaybettiren birşey olur ki bunu yapmaktan çekinmemişler.mesela düşünüyorumda dabbe gelse evime böyle on-onbeş dakika boyunca bölese ben artık bir noktadan sonra arkadaşım sen nasıl dabbesin,olmaz olsun senin gibi dabbe diye tepkimi gösteririm.

ikinci en büyük hayal kırıklığı ise oyuncular belki de filmi kurtarabilecek yegane isimler,oyuncular.daha filmin başında dükkanda ortaya bakarak konuşan kızımız ben de acaba bu kız kör mü?eğer kör rolü yapıyorsa gerçekten iyi yapıyor dedirtmiştir.çünkü kendisi iki arkadaşına birşeyler anlatmasına rağmen konuyla alakası olmayan bir noktaya absürd bir şekilde bakmakta ve hiç yok yere gizem yaratmaya çalışmaktadır.yakışıklı aktörümüz ise doğru yerde doğru tepki vermeyi pek fazla kullanmamıştır.komiserimiz ayrı bir vakadır.onun yardımcısı ise tek başına maceraları çekilebilecek bir adamdır.işte tüm bu kötü oyunculuklar işin büyüsünü bozuyor.

açıkçası ben kötü oyunculuk gördüğüm zaman kendime saygısızlık edildiğini düşünüyorum.bunu verdiğim 7-8-9 ytl ile sorgulamıyorum.bunu bir izleyici olarak sorguluyorum.karakterlere eklenmiş ufak özel hareketler vardı.mesela bir taksici abimiz senelerin verdiği tecrübeyle çat diye topuğuyla kapatıyordu arabasının arka kapısını ya da bir sakız muhabbeti vardı ne idüğü belirsiz.gereksiz duruşlar vardı filmde.ne gerek vardı kral tv havasında o tren duruşuna.filmden sonra hasan karacadağı televizyonda gördüm.oyunculukla ilgili konuşuyordu,oyuncularını savunuyordu.tam olmasa da şöyle birşeyler söyledi yani biz adama arkandan cin geçti diyoruz.adam ne yapabilir? diyor.işte ben bu savunmayı anlamadım.hayır bu o kadar övündükleri japon sinemasında olsun,amerikan sinemasında olsun,iyi korku filmlerinde gerçekten adamın arkasından cin mi geçirtiyorlar ki adam veya kadın iyi oyunculuk çıkartıyor?işte o noktada iş iyi oyunculuğa bakıyor.

son sözler olarak şunları da belirtmek isterim ki eğer bu kadar japon korku filmi temalarıyla örülü bir film yapacaksanız(cevapsız çağrı diye bir film vardı telefon sahneleri o filme çok benzemekte,halkadan bir çok benzerlik var,garezden bir çok benzerlik var ve belki benim izlemediğim bir sürü filmden bir çok benzerlik var) oyunculuğa,kurguya ve senaryoya çok dikkat etmeniz gerekir.eğer bunlara dikkat etmezseniz zaten baştan bıraktığınız özgün yanınızı da kaybettiğiniz için o film pek birşeye benzemeyecektir.

ayrıca film niyeyse bana phantasmagoriayı hatırlatmıştır.belki film olarak çekmek yerine sağlam bir ekiple bilgisayar oyunu yapmayı deneyebilirlerdi.böylece içine çekemediği sinema seyircisini,bilgisayar yoluyla filme dahil olmasını sağlayabilirlerdi.

:: Sinema

‘Once Upon A Time In Hollywood’ 23 Ağustos’ta Vizyonda!

Yönetmenlik koltuğunda Quentin Tarantino’nun oturduğu Bir Zamanlar Hollywoo...

Kaynak: Yusuf Doğangüneş - AtakentHaber

Captain Marvel’in Film Müziklerini Yapan Türk!

8 Mart’ta dünya ile aynı anda Türkiye’de de vizyona girecek olan Marvel Sin...

Kaynak: AtakentHaber

Oscar Ödülleri Sahiplerini Buldu

Bu yıl 91’incisi düzenlenen Akademi Ödülleri dağıtıldı. Los Angeles’taki Do...

Kaynak: AtakentHaber

Yeşil Rehber

30 Kasım Cuma günü vizyona girecek olan Yeşil Rehber’de, Mahershala Ali say...

Kaynak: AtakentHaber

SiparisYolda.com Reklam