:: HABER DETAY

KELEBEK ETKİSİ(BUTTERFLY EFFECT)
Şahin Tercüme Reklam

KELEBEK ETKİSİ(BUTTERFLY EFFECT)


Merhaba sinemaseverler;

uzunca bir haftadan sonra tekrar birlikteyiz,sizlere bu haftayı evde geçiricekler için izlenmesi gereken bilimkurgu, aksiyon, gençlik, zaman yolculuğu, paralel evren gibi birçok türü ve temayı bir araya getirmekle kalmayıp farklı gerçeklikleri o gerçekliklerin hissiyatına göre farklı çekim teknikleriyle anlatmasıyla sinemasever bünyeleri coşturan bir filmden bahsedeceğim.

Başrollerini ASTHON KUTCHER ve AMY SMARTın başrollerini paylaştığı BUTTERFLY EFFECT(kelebek etkisi)yok mantık hatasıymış yok adıyla uyumsuzluğuymuş,bu tip eleştirileri yapanlar yüzyılın en harika filmleri olan geleceğe dönüş üçlemesinde dahi binbir çeşit mantık hataları çıkarır ve olmamış, hımm çok kötü demek üzere bahane olarak öne sürerler . valla benim son 2-3 yıldır seyrettiğim en başarılı 10 filmden birisiydi, gerek senaryosu, gerek olayları birbirine bağlamaktaki başarısı, gerek oyunculukları, müziği, ışıkları, efektleri ve de adamı sarsan sonu ile. baştan sona tempoyu korumuş, merak duygusunu canlı tutmuş, geçişlerdeki şok edici olaylarla da arada çok fena geçirmiştir. açıkcası önemli bir kısmında koltuğun yanlarına sıkı sıkı tutunarak izledim. tüm hafıza kayıplarının tek tek ama karışık sırayla açıklanması da çok çarpıcı bir başka yanıydı filmin.

directors cutını henüz izlemedim ama varolan sonu da olabilecek en iyi sonlardan biriydi, ne bayık romantik filmlerdeki gibi herkes mutlu kötü adam da öldü şeklinde bitiyordu, ne de iç karartıcı ve can sıkıcı şekilde(bir an hastanede ölerek bitecek zannettim, canımı sıktı). sonda çalan oasisin harika şarkısıyla birleşen güzelim bir buruk son da derin duygulara boğulmama neden oldu. (bir de kızın garson olduğu ve sonra eve yürürken yaptıkları konuşma içimi paraladı.)

Bu hafta eğer sinema yerine evdeyseniz bu filmi kaçırmamanızı isterim; diğer filmimiz ise konusu gene bilimkurgu, aksiyon, gençlik, zaman yolculuğunu içeren DONNİE DARKO gerçekten sağlam bir kurguya sahip, zaman yolculuguna -ilk defa- dei$ik bir açidan yakla$an filmolmuş. başrollerini Jake Gyllenhaal ve Jazzie Mahannah paylaşıyor geleceğin geçmişi değiştirmesi gibi bir olasılığı anlatan bir film. filmi tam olarak anlamak zor gibi görünüyor. kaç kere izlerseniz izleyin biryerlerde her zaman boşlukları kalıyor. ama yine de en az 2 kere izlemek gerekiyor. hayatımızda olması gereken birşeyleri değiştirdiğimizde neler olabilir gibi bir soruyu düşündürüyor. zaman yolculuğunu ve genel senaryoyu bir kenara bırakırsak duygular çok güzel anlatılmış filmde. yan karakterlerin hayatlarıda önemsenmiş. filmin konusu işte sadece bu diyemiyorsunuz hatta killing moon şarkısıyla başlayan bisikletle dağdan aşağıya inme sahnesi bence en iyi açılış sahnesidir.

jake gyllenhaal tarafından üstün bir başarıyla canlandırılmış filmin baş karakteri donnie darkoyu filmin açılışında bir dağın hemen eteğinde, yolun ortasında, hiç bilmediği bir yerde uyanırken görüyoruz. film boyunca yüzünden eksik olmayacak olan ufak sırıtışı yaptıktan sonra bisiklete atlayıp echo&the bunnyman(bunnymen olması ne kadar tuhaf dimi?) eşliğinde ve gider donnie. bahçeden eve girişinde bşr de palma kamerası gibi dolaşmaya başlar kamera; babayı yaprakları temizlerken, anneyi bir stephen king romanı okurken, küçük kız kardeşi trambolinde zıplarken izleriz. sahne slow motion/ağır çekim ile başlar ve normal zamanı yakalayana dek hızlanır. hemen akabinde aileyi akşam yemeğinde izleriz, klasik amerikan öğretilerinin öne çıktığı bu sahnede ice storm yaklaşımı sezilebilir. bir sitcom ailesindeki bütün karakterler mevcuttur: kibirli baba, gergin anne, birbiriyle dalaşan iki çocuk ve espri kaynağı olabilecek saf küçük kız çocuk. zaten film, bush/dukasis çekişmesi kadar 80lerin sonundaki boşluk hissiyatının atmosferine bizi alır ve götürür.. bu sırada donnie franki içeren gündüz düşleri görmeye devam ediyor ve okulu su basmasına sebep olmak, ev kundaklamak gibi hobilerle zaman geçiriyor. zamanda yolculuk temasına bulaşacak olan film, geleceğe dönüş serisindeki metafizik ve fizik unsurlarına 2. dereceden akraba kalarak, herşeyin şimdi olduğu bir zaman sistemini kabul ediyor. kolay çözülmeyen senaryosu ve süpriz konusuyla david lynch filmlerine benzetiyorum ben çünkü lynch gibi zamanı ve ölümü dışlamıştır. özellikle ölümü öyle bir dışlamıştır ki bunu çözmek için filmi en az 2 kere izlemek gerekir diye düşünmekteyim. zaten film gerçek hayat üzerinden neredeyse hiç ilham kaynağı almıyor; tamamen sinema tarihinden besleniyor. o lise ortamları, bakımlı çimlere sahip yan yana dizili muse klibindeki evleri anımsatan beyaz amerikan evleri, mahallenin garip ve mistik yaşlısı(grandma death-ölüm nine), b tipi filmler gösteren sineması, yoları caddeleri ile film tamamıyla bir film kültürü üzerine inşa ediliyor, en çok da korku sineması tarihi üzerine..

Haftaya tekrardan görüşmek dieğiyle hoşçakalın

:: Sinema

‘Once Upon A Time In Hollywood’ 23 Ağustos’ta Vizyonda!

Yönetmenlik koltuğunda Quentin Tarantino’nun oturduğu Bir Zamanlar Hollywoo...

Kaynak: Yusuf Doğangüneş - AtakentHaber

Captain Marvel’in Film Müziklerini Yapan Türk!

8 Mart’ta dünya ile aynı anda Türkiye’de de vizyona girecek olan Marvel Sin...

Kaynak: AtakentHaber

Oscar Ödülleri Sahiplerini Buldu

Bu yıl 91’incisi düzenlenen Akademi Ödülleri dağıtıldı. Los Angeles’taki Do...

Kaynak: AtakentHaber

Yeşil Rehber

30 Kasım Cuma günü vizyona girecek olan Yeşil Rehber’de, Mahershala Ali say...

Kaynak: AtakentHaber

SiparisYolda.com Reklam