:: HABER DETAY

Ya Sabır

Ya ’sabır sabır’, ya da ’dökülürsün sapır sapır’...

Her sene aynı senaryo... Bir tarafta `sabır` diyenler, diğer tarafta `yine mi sabredeceğiz` diyenler...

Eninde sonunda hep ’sabırsızlar’ kazanmıyor mu? Elbette!
Çünkü olumsuz bir ses çıktığında, bu sesin peşine takılma ve eleştiri kültürü özellikle de sosyal medyanın yaygınlaşması ile ülkemizde bir hayli yol almış durumda... Hem de klavye hızında!

Aynısı futbol için de geçerli değil mi?

Trabzonspor’un bu sene yeni bir oluşuma gittiğini sağır sultan bile duymuşken, üstelik birer ikişer doğru taşları üst üste koyup sağlam adımlarla ilerlemeye başlamışken, hangi amaç için sabretmemeliyiz... Birilerinin ekmeğine yağ sürmeye devam mı etmeliyiz...

Mevcut yönetimin elbette ki yanlışları olacaktır. Bunda geçmişten gelen ağır yüklerin etkisi yadsınamaz.

Trabzonspor’un önünde uzun bir maraton var. Hata yaptıkça, bu uzun maratonda yapılan hataları birer ikişer düzeltip doğru yolda ilerlemek olmalı asıl hedef.

Her sene sabır dendiği gerçeğinden yola çıkarsak, gerçekte ne kadar süre sabrettiğimiz sorusunu da kendimize sormalıyız. Bunun ölçüsü karadeniz insanı için çok uzun olmasa gerek!

Peki sabır ile başlayan bu süreçler, aradan kısa bir süre geçtikten sonra neden sabırsızlığa dönüşüyor? İstikrarsız saha sonuçları bunda çok belirleyici bir etken. İkincisi de taraftarın kafasındakiyle sahadaki profilin uyuşmaması olabilir.

Sorunun altında yatan neden ne olursa olsun gerçek değişmiyor. ’Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıkar?’ ikilemi kadar kafa karıştırıcı! Ama sabretmezsen olacağı belli, her sabırsızlığın sonunda yaşanacak yeni hüsranlar...

Özetle ya ’sabır sabır’, ya da ’dökülürsün sapır sapır’...