Altın Tepsi
Hangi Trabzonsporluya sorarsanız sorun son senelerde Trabzonspor için Galatasaray maçları kağıt üzerinde hep üç puanın en garanti olduğu maçlar olarak görülmüştür.
Her sezon alınan galibiyetlerin bunda her ne kadar rolü büyük olsa da haksız gösterilen kart sonucu 7 kişi kalınan maç her zaman oyuncular için doğal bir motivasyon kaynağı olmuştur.
Zaten bu tip maçlara vitrine çıkmak için fırsat kollayan oyuncuları hazırlamak o kadar da zor değildir. Burada teknik direktör olarak yapmanız gereken; rakibinizin size karşı nasıl bir oyun tarzı benimseyeceğini ve bunun karşısında rakibinizin hangi zayıf yönlerini kullanacağınızı iyi analiz edip bu şablona uygun bir kadroyu saha sürmenizdir.
Peki Trabzonspor maçın başında doğruları ortaya koyabildi mi? Tabii ki hayır. Sahaya sürülen takım kağıt üzerinde her ne kadar iş yapar görünse de son yıllarda Galatasaray’ın ayarlarını bozan, rakip alanda top tutacak ve pas bağlantılarını sağlayacak N’doye gibi tecrübeli bir oyuncuyu ilk 11’de bulundurmamanız ve üç on numara ile oyuna başlayıp takımı rakibi karşısında sayısal olarak eksik bırakmanız tamamen kumar oynamakla eş değerdir.
İlk yarı boyunca bu kumarın tutmadığını kenardan izledikten ve ikinci yarı başında da değişiklik yapmadıktan sonra rakibin oyundan düşmesi ile takım tam pas bağlantıları kurabilmeyi başarmışken rakip alanda rakibe baskı yaparak kazanılan topları gole çevirmeye çalışma stratejisiyle maça çıkmış ve üstelik ilk golde de bu stratejisinde başarılı olmuş bir rakibe karşı stoperden Hubocan’ı çıkartıp Okay gibi ağır bir oyuncuyu ikinci ağır stoper olan Uğur ile bir arada oynatmaya çalışmak da ikinci bir kumardır.
Tüm bunların dışında kazanılan frikik atışında topun başına Burak Yılmaz’ın geçmesi takım üzerinde teknik direktör otoritesinin olmayışının da net bir göstergesidir.
Tüm bunlar değerlendirildiğinde Trabzonspor’un maçı rakibine altın tepside verdiği ve aynı şekilde yenilen goller de oyuncuların da rakibe altın tepside ikramlar yaptığı görülecektir. Bu oyuncuların aşırı özgüven ile topu ayağından doğru zamanda çıkarmamasından kaynaklı bireysel hatalarından kaynaklan goller takımın tüm dengesini alt üst etmiştir.
Bu oyunculardan defans yapmaları bekleniyor ise defansta basit oynamaları gerektiği de kafalarına iyice sokulmalıdır.
Maç boyu uzatmalarda atılan gol dışında izlenebilecek bir şey olmayışı gerçekten çok üzüntü vericidir. Orta sahadan gol atan Kucka’nın tıpkı Sosa gibi maç boyu hiçbir varlık gösterememesi bu tarz oyuncuların Trabzonspor’da devrinin sona ermesi gerektiğinin en güzel göstergesidir. Bu iki oyuncu yerine Abdülkadir ve Yusuf’un arkalarında oynayabilecek fizik ve teknik olarak güçlü iki oyuncu takımı da bambaşka seviyelere getirecektir.
Sistemi olan bir teknik direktör ile yola çıkıldığı taktirde gösterilecek sabır olumlu neticeler verecektir ancak sistemsiz bir takıma kimsenin sabır göstermesi beklememelidir.
Son olarak kongreye de değinmek gerekirse; eski yöneticilerin elini taşın altına sokmaya çekindikleri bir ortamda Ahmet Ağaoğlu gibi spor yöneticiliği konusunda tecrübeli bir değerin başkanlığa aday olması Trabzonspor için büyük bir şanstır.
Yönetiminde tecrübeli isimlerin yanı sıra genç ve liyakatli isimlere de yer vermesi gelecek açısından kulübe çok büyük katkılar sağlayacaktır. Değerleri tüketmek kadar kolay bir şey yoktur. Umarım Muharrem Usta etrafında birleşemeyen camia Ahmet Ağaoğlu etrafında birleşebilir ve bu seçim Trabzonsporumuz için de her şeyin en hayırlısı olur.
Kaynak: Doğan Şahin
Etiketler: #DoğanŞahin #KöşeYazısı #MaçAnalizi #Trabzonspor #Galatasaray #SüperLig #Derbi #RızaÇalımbay #AhmetAğaoğlu #MuharremUsta