Seni De Yeneceğiz Virüs!
Şu anda gündemde olan virüsten daha tehlikeli bir şey varsa o da ‘Türk hakemliğinin geldiği noktadır’ diyerek söze başlayalım!
Trabzonspor ne zaman kafasını kaldırsa görünmez bir güç ona “Sen otur yerine!” deme cürretini kendinde görüyor.
Üç aylık zorunlu bir aradan sonra nihayet kavuşmuştuk sevdiğimize...
Futbolu gerçekten çok özlemişiz. Hem camia olarak hem de futbol takımı olarak. İlginçtir ki dünkü maçın seyircisiz oynanması ve hakem tutumları bile futbolseverler olarak maçtan zevk almamıza engel olamadı!
Trabzonsporlu oyuncular bu üç aylık sürecin ilk yarısında bireysel, ikinci yarısında ise takım halinde çok iyi bir şekilde derslerini çalışarak rakiplerinin önünde olduklarını bizlere gösterdi.
Başta İstanbul takımları olmak üzere birçok takım virüs belasıyla uğraşıp mesafeli bir şekilde antrenman yapmaya çalışırken Trabzonsporlu oyuncular takım halinde antrenmanlarda kovid vakalarının bölgemizde az olmasının vermiş olduğu avantajı sonuna kadar kullanılarak temaslı bir spor olan futbolun hakkını kıran kırana geçen mücadeleler ile sonuna kadar vermeye gayret gösterdi.
Gösterdi göstermesine ancak bu durum ve özellikle de Trabzonspor’un futboldaki önlenemez yükselişi bazılarının zoruna gitmiş olacak ki sahada bükemedikleri bileği masa başında bükmek için ellerinden geleni ardlarına koymamak için çok çabaladılar.
İlk golü rahatça bulup sahayı rakibe dar etmek üzere olduğumuz bir maçı Süper Lig’de herhangi başka bir takıma çalamayacakları bir düdük ile durdurup oyuncuyu ikinci sarı karttan atmak da ancak ve ancak bizim hakemlere yakışırdı!
Üstelik benzer standartların rakip üzerinde uygulanmayışı da bu tezimizi kanıtlayan en önemli dayanaklardan bir tanesi oldu. Bu hakem standartlarında yönetilen bir maçta Guilherme sarı kart gördüyse Jerome’nin de kırmızı kart görmesi gerektiğini çok rahatlıkla dillendirebiliriz. Hele hele hakemin Trabzonspor lehine istemeyerek de olsa vermek zorunda kaldığı penaltıdan sonra Göztepe lehine vermiş olduğu ucuz penaltı hakemin bilinçaltının bir yansımasını bizlere göstermiş oldu.
Trabzonsporlu oyuncuların da hakemlerin bu tutumunu bilip ona göre sahada çok daha dikkatli olmaları elbetteki beklenebilir ancak korona virüsten korunmak ne kadar zor ise bu virüsten de korunmanın o kadar zor olduğu yadsınamaz bir gerçek. Bu sebeple sadece sahada değil masada da en az sahadaki kadar güçlü olmamız ve camia olarak da birlik olmamız gerekiyor.
Oyunun geneline baktığımızda oyuncuların ne kadar iyi çalışmış olursa olsunlar lige verilen uzun bir aradan sonra tam olarak hazır oldukları söylenemez. Maç kondisyonu bambaşka bir şey. Oynadıkça otomatiğe bağlayacak ve üstüne koyarak ilerleyeceğimizi ve 8. şampiyonluğu zihinlere kazıyarak elde edeceğimizi 7 hafta sonra hep birlikte göreceğiz inşallah...
Maça gelecek olursak sakatlık sonrası henüz hazır olmayan Ndiaye ve ağrıları bulunan Kaptan Sosa’nın maçta yer almayışının takım dizilişinde ve oyun düzeninde bazı sıkıntılara yol açtığını söyleyebiliriz. Abdülkadir Parmak-Abdülkadir Ömür o bölgeyi kapatmaya çalıştılar ancak A.Ömür, Guilherme’nin oynadığı sağ açık pozisyonunda daha etkili bir oyun sergilecektir. Bu şekilde sol tarafta Novak-Nwakaeme ile işleyen kanat sağda da Pareira-A.Ömür ile daha dengeli olacaktır.
Dün gece Campi-Novak-Pareira-Nwakaeme-Sörloth sanki lige hiç ara verilmemişçesine ne yaptıklarını bilen bir oyun sergilediler ve sahaya ağırlıklarını koydular. Uğurcan ve A.Parmak’ı da bu oyuncu grubuna eklersek takımın geriye kalan diğer birkaç oyuncusunun özellikle de Ekuban ve A.Ömür’ün beklentilerin altında kaldığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Üstelik her iki oyuncunun da gol atması bu gerçeği değiştirmeyecektir çünkü onlardan beklentimiz çok daha büyük. Daha etkili ve ne yaptıklarını bilerek oynamaları gerekiyor. Bu noktada Sörloth ve Nwakaeme önlerinde duruyor, bu oyuncuları örnek almaları yeterli olacaktır.
Nwakaeme demişken; oyundan çıkartılması gereken oyuncular varken ilk tercih olması hem kendisinde hem de taraftarda büyük bir şaşkınlığa yol açtı. Nwakaeme’nin sahadaki varlığı bile rakibin kendi yarı alanından çıkamaması için yeterliyken ondan hem defansif işler bekleyip hem de sorumluluk almasına rağmen birkaç küçük hatasında oyundan almak oyuncu üzerinde güven temelli psikolojik sorunlara neden olacaktır. Umarız bu oyuncu değişikliği yöntemi geçmişte Yattara’da olduğu alışkanlık haline getirilmez!
8.şampiyonluk adım adım geliyor, kaldı 7 maç. Üstelik sadece şampiyonluk değil, Türkiye Kupası ve Süper Kupa da müzemize girmek için sırada beklerken takımda sorunlara neden olacak hamlelerden kaçınmak ve tüm oyunculara güvenip camia olarak destek vermek gerekiyor!
Kaynak: Doğan Şahin
Etiketler: #DoğanŞahin #KöşeYazısı #Trabzonspor #Göztepe