:: HABER DETAY

Çocuklarda diyabet hastalığına karşı anne ve babaların uyanık olması gerektiğini vurgulayan uzmanların önerisi; çocuk çok su içiyorsa ve hiç altına kaçırmayan çocuk gece altına kaçırıyorsa, çok yemek yemesine rağmen zayıflıyorsa, halsizlik, yorgunluk ve okul başarısında düşüş varsa mutlaka bir uzmana başvurulması yönünde.

Uzmanlar çocuklarda Tip 2 diyabetin hareketsiz yaşam ve yanlış beslenme sonucu giderek arttığına dikkat çekiyor. Diyabet, çocuklarda genellikle insülin eksikliğine bağlı olarak Tip 1 diyabet şekliyle daha fazla görülüyor. Tip 2 diyabet ise daha çok obezite, kilo alımı, yanlış beslenme ve hareketsiz yaşam gibi sorunlarla ortaya çıkıyor. Fast food ve gazlı içeceklerin tüketimi gibi yanlış beslenme bunların başında geliyor.

Diyabet, hemen olmasa bile yıllar içinde organlara zarar veriyor; en çok da gözler, böbrekler ve sinir sistemi etkileniyor. Böbrek yetmezliğinin en büyük nedeni diyabet olarak gösterilirken, görme kayıpları ve sinir hastalıklarının da en önemli nedeni olarak biliniyor.

Çocuklarımızı diyabetten korumak için onları mutlaka spora yönlendirmeli ve şekerli, gazlı, karbonhidratlı yiyeceklerden yani kan şekerini hızlı yükselten hamburger, gazlı içecekler, cips, şekerlemeler, meyve suyu gibi yiyecek ve içeceklerden ve ayrıca paketlenmiş herşeyden mümkün olduğunca uzak tutmalıyız. Maalesef içinde bulunduğumuz çağda çocuklar sanal bir dünyanın içindeler. Bilgisayar oyunları, tablet, televizyon karşısında hareketsizler. Oturdukları yerde sürekli bir şeyler yiyorlar ve bunun sonucu obeziteye varıyor.

Türkiye’de yaklaşık 20-25 bin civarı çocuğun diyabetli olduğu biliniyor ve bu sayıya her yıl yaklaşık 2 bin 500 çocuğun tip 1 diyabet tanısı ekleniyor.

Tip 2 diyabet hareketsiz yaşam ve yanlış beslenme sonucu giderek artıyor. Eskiden çocuklarda Tip 2 diyabet daha nadir görülürken günümüzde, şişmanlığa bağlı olarak daha sık görülmeye başlandı. Bunun haricinde, eğer anne Tip 1 diyabetliyse çocuğa %3 oranında geçebiliyor. Babada varsa bu oran biraz daha artarak, babadan çocuğa %6 oranında yansıyabiliyor.

Tip 2 diyabette ise genetik geçiş daha fazla. Anne veya babada varsa çocuğa %50 geçebiliyor. Her ikisinde de varsa bu oran %80 olabiliyor. Çocukluk çağında olmasa bile ileriki yaşlarda diyabet olabiliyorlar.

Tip 1 diyabette kan şekeri yüksekliği, insülin düşüklüğü gözlemlenirken, Tip 2 diyabette tam tersi insülin yüksek oluyor. Bunun nedeni, insülin direncine karşı insülinin yükselmesidir. Tip 1 diyabet, Tip 2 diyabete göre kendini biraz daha belli ediyor. Tip 1 diyabette, pankreasta insülin üretilen adacık hücrelerine karşı gelişen antikorlar vücudun kendi hücresini yabancı madde gibi algılayıp yok ediyorlar ve Tip 1 diyabet bu nedenle oluşuyor. Bu antikorlar ölçülüp tanı koyulabiliyor. Tip 1 diyabet daha gürültülü gelirken, Tip 2 diyabet sessizce geliyor. Tip 2’de de kan şekeri yine yükseliyor, insülin daha yüksek oluyor. Ancak Tip 2 tanısı konulurken insülinin öncü bir maddesi olan C-peptid hormonu da ölçülüyor. Bu hormon Tip 1’de düşükken, Tip 2’de yüksek oluyor. Bu şekilde de hangi tip diyabet olduğu anlaşılabiliyor.

Çocuklarda daha çok Tip 1 diyabet görülüyor ve damardan insülin tedavisi uygulanıyor. Tip 2 diyabette tablet ilaç veriliyor. İnsülin kalemlerinin doz ayarı, çocuğun kilosuna göre ayarlanıyor. Sabah, öğle, akşam ve gece yatarken olmak üzere günde 4 kez insülin yapılması gerekiyor. Karın bölgesi, kolların dış kısmı ve bacakların dış kısmı gibi belli bölgelere yapılıyor.

Diyabet alanında yeni tedavi yöntemleri de gündemde, suni pankreas da bunların arasında yer alıyor ancak henüz deneme aşamasında olan bir tedavi yöntemi. Kan şekerini ölçüp ona göre insülin gönderen aletin klinik çalışmaları devam ediyor. Kök hücreden adacık hücre yapılması ve bunun vücuda enjekte edilmesi yönünde yapılan çalışmalar da var.

Kaynak: AtakentHaber        
Etiketler: #Diyabet #Çocuklardadiyabet #Tip1 #Tip2 #zayıflık #halsizlik #insülin #gözler #böbrekler #obezite